Bvlgari - Jasmin Noir (2008)
Bvlgari parfümleri, parfümseverler tarafından kalıcılığı zayıf kokular olarak bilinir. Bana göre markanın en başarılı parfümü Bvlgari Black isimli ilginç, araba lastiği eşliğinde sunulan vanilya parfümüydü. Çok güzel bir kompozisyona sahip olmasına rağmen malesef ki kalıcılığı oldukça zayıftı. İlk defa markanın bir bayan parfümünü deniyorum. Jasmin Noir'i denememdeki sebep ise Yasemin kokularını çok seviyor olmam. Bakalım bayanlara nasıl parfümler çıkarıyor marka.
Jasmin Noir adından oldukça söz ettiren ve seveni oldukça fazla olan bir parfüm. Markada bunun farkında ki, farklı flankerlarını çıkartmış gün geçtikçe. Benim denediğim EDP formunda olan versiyonu ve en tutulanı. Parfüme 2008 yılında Sophie Labbe imza atmış.Siyah renge sahip şişeler genelde bize bir işaret verir parfümün içeriği ile ilgili. Bunun örneklerine sıkça rastlamak mümkün. Syah renge sahip şişeler içinde genellikle karanlık ve yoğun sıvılar barındırır ve genelde kış kullanımına uygundur. Jasmin Noir çok güçlü bir Gardenya ile açılışı yapıyor. İlk defa bu kadar yoğun bir çiçek kokusu algılıyorum. Gurme parfümlerde zaman zaman burnu yoran cinslerden diyebilirim. Açılışını hiç beğenmedıim malesef ve bir an önce tenime otursun diye sabrettim. Oldukça yoğun, doğallıktan çok uzak ve burnu fazlasıyla yoran bir yapısı var. Açılıçta gardenyaya eşlik eden hiç bir nota yok, dolayısı ile bu açılışa istemeden tanıklık ve sabır etmek zorundayım.Neyse ki fazla zaman geçmeden parfüm tene oturuyor ve parfüm ana konusuna geçiş yapıyor. Orta kısımda parfüm oldukça yumuşuyor. Biraz sıcak bir hal alıyor diyebilirim. Yasemin kokusu kendini belli ederken ona Badem eşlik ediyor. Badem ve yasemin birleşince ortaya kremsi bir yasemin kokusu çıkmış. Öyle buram buram bağıran bir yasemin kullanımı yok. Hatta zaman zaman pek algılanmıyor bile diyebilirim. Ama gerçeği söylemek gerekirse bu kısım oldukça güzel. Parfüm güzelliğini ortaya dökmüş adeta.Parfüm son kısıma geçtiğinde vanilyanın yakın akrabası olan Tonka Fasulyesi giriyor devreye. Tonka fasulyesini seviyorum parfümlerde, sıcak bir hava katıyor yerinde kullanıldığında. Tonka Fasulyesi burada çok yoğun kullanılmamış. Hafiften belli ediyor kendisini. Anason ona zaman zaman eşlik ediyor gerilerden. iki notada kendini pek göstermiyor. Sanki koltuk kapmak isterlermiçcesine. Bana göre Anasonun yoğun kullanılmaması iyi olmuş, çünkü yapay bir kullanıma sahip. Parfümün karekterini bozabilirmiş. Bu kısmı biraz sevdim diyebilirim.
Parfüm yavaş yavaş çekilmeye başlarken, Anason yarışı kazanıyor ve tek başına kendisini gösteriyor. Yoğun bir şekilde yapay anasona tanıklık ediyorum ve uzun bir süre böyle gidiyor parfüm.Bvlgari Jasmin Noir, şişesi ile yanlış bir mesaj vermiş bize. Evet belki içeriğinde karanlık notalar var ama kendilerini pek göstermedikleri için öyle yoğun bir hava katmamışlar parfüme. Orta kısım hariç zaman zaman yapaylık sınırında gezen bir parfüme imza atmış Bvlgari. Ama şişe tasarımı ile oldukça hoş. Parfüm, Sonbahar kış kullanımına uygun. Kalıcılım konusunda kullanan kişiyi yarı yolda bırakmaz. Farkedilirliği ise Son kısma geçene kadar oldukça iyi.
Jasmin Noir adından oldukça söz ettiren ve seveni oldukça fazla olan bir parfüm. Markada bunun farkında ki, farklı flankerlarını çıkartmış gün geçtikçe. Benim denediğim EDP formunda olan versiyonu ve en tutulanı. Parfüme 2008 yılında Sophie Labbe imza atmış.Siyah renge sahip şişeler genelde bize bir işaret verir parfümün içeriği ile ilgili. Bunun örneklerine sıkça rastlamak mümkün. Syah renge sahip şişeler içinde genellikle karanlık ve yoğun sıvılar barındırır ve genelde kış kullanımına uygundur. Jasmin Noir çok güçlü bir Gardenya ile açılışı yapıyor. İlk defa bu kadar yoğun bir çiçek kokusu algılıyorum. Gurme parfümlerde zaman zaman burnu yoran cinslerden diyebilirim. Açılışını hiç beğenmedıim malesef ve bir an önce tenime otursun diye sabrettim. Oldukça yoğun, doğallıktan çok uzak ve burnu fazlasıyla yoran bir yapısı var. Açılıçta gardenyaya eşlik eden hiç bir nota yok, dolayısı ile bu açılışa istemeden tanıklık ve sabır etmek zorundayım.Neyse ki fazla zaman geçmeden parfüm tene oturuyor ve parfüm ana konusuna geçiş yapıyor. Orta kısımda parfüm oldukça yumuşuyor. Biraz sıcak bir hal alıyor diyebilirim. Yasemin kokusu kendini belli ederken ona Badem eşlik ediyor. Badem ve yasemin birleşince ortaya kremsi bir yasemin kokusu çıkmış. Öyle buram buram bağıran bir yasemin kullanımı yok. Hatta zaman zaman pek algılanmıyor bile diyebilirim. Ama gerçeği söylemek gerekirse bu kısım oldukça güzel. Parfüm güzelliğini ortaya dökmüş adeta.Parfüm son kısıma geçtiğinde vanilyanın yakın akrabası olan Tonka Fasulyesi giriyor devreye. Tonka fasulyesini seviyorum parfümlerde, sıcak bir hava katıyor yerinde kullanıldığında. Tonka Fasulyesi burada çok yoğun kullanılmamış. Hafiften belli ediyor kendisini. Anason ona zaman zaman eşlik ediyor gerilerden. iki notada kendini pek göstermiyor. Sanki koltuk kapmak isterlermiçcesine. Bana göre Anasonun yoğun kullanılmaması iyi olmuş, çünkü yapay bir kullanıma sahip. Parfümün karekterini bozabilirmiş. Bu kısmı biraz sevdim diyebilirim.
Parfüm yavaş yavaş çekilmeye başlarken, Anason yarışı kazanıyor ve tek başına kendisini gösteriyor. Yoğun bir şekilde yapay anasona tanıklık ediyorum ve uzun bir süre böyle gidiyor parfüm.Bvlgari Jasmin Noir, şişesi ile yanlış bir mesaj vermiş bize. Evet belki içeriğinde karanlık notalar var ama kendilerini pek göstermedikleri için öyle yoğun bir hava katmamışlar parfüme. Orta kısım hariç zaman zaman yapaylık sınırında gezen bir parfüme imza atmış Bvlgari. Ama şişe tasarımı ile oldukça hoş. Parfüm, Sonbahar kış kullanımına uygun. Kalıcılım konusunda kullanan kişiyi yarı yolda bırakmaz. Farkedilirliği ise Son kısma geçene kadar oldukça iyi.