Serge Lutens - Serge Noire (2008)
Eveet. Uzun zamandır merakla beklediğim bir Serge Lutens parfümü daha. Elimdeki sample i daha önce şişesinden koklamıştım fakat sürmek ve ayrıntılı koklamak hiç aklıma gelmemişti bu güne kadar. Ama en sonunda onu yalnızlığından söküp aldım ve olması gereken yere kavuşturdum. Serge Lutens parfümlerinin doğu, arap kültürüne olan ilgisini çoğumuz biliyoruz. Genellikle hep doğu, arap esintileri içeren motifler sergiliyor parfümler. Noir mahlaslı parfümler bolca bulunuyor artık, Serge ustamız da bundan geri kalmamış ve Parfüme Serge Noire ismini vermiş. Sanki bu parfüm Serge Lutens’in en özel parfümü gibi bir his var daha adında. Serge Noire..kendi adını verip üretim yapmak. İlgi çekici gerçekten de. En nihayetinde bu parfümü detaylı şekilde koklayıp metinlere dökme şansım doğdu. Aslında bu kadar sık yorum yapmaya pek vaktim olmuyor. Ancak vazife sonrasında kabuğuma çekildiğimde yapacakta başka birşeyim yok, televizyon ile aram olmadığı için. Neden kendimden bahsettim bilmiyorum ama en iyisi geçelim biz parfüme…
Dediğim gibi, Serge Noire sanki markanın en özel parfümlerinden biri, belkide Usta bu parfümü kullanıyordur kim bilir. Parfümün notalarında, tütsü, tarçın kabuğu, kuru karanfil,baharatlar, paçuli, amber, odunsu notlar ve abanoz ağacı bulunuyormuş. Tam bir noir koku, ilk açılışında baskın bir tarçın kokusuyla karşıladı beni. Tarçın kokusu bence zor bir esans. Sevmek zordur onu. Ama bence burada o kadar güzel kullanılmış ki, sanki aktardan bir tarçın kabuğu almışımda onu kokluyorum gibi bir his uyandırdı bende. O kadar doğal ve rafine. Tarçına eşlik eden tütsü kokusu, ayrı bir hava katmış başlangıca. Bu iki kokunun birleşimini şöyle tarif edeyim. Elinizdeki tarçın kabuğunu yakın, ve çıkan dumanı içinize çekin. Eminim ki aynen öyle kokacaktır. Bu kısım 15 dakika içerisinde tenimde patladı gitti ama gerçekten çok doğal ve sevmesi zor bir açılış. Bir o kadar da güzel.
Orta notalara geçtiğinde, hafif tozlu bir koku alıyorum, ama bir o kadar da odunsu. Ahhaa. Evet. Paçuli bu…fakat sanki tozlanmış bir paçuli ağacı kokluyorum. Abanoz ağacının kokusunu bilmiyorum o yüzden tarifini edemeyeceğim. Ama bu tozlu paçuliyle birlikte gelen koku kesinlikle bir ağaç teması. Dediğim gibi, adeta paçuli ağacı kokuyor diyebilirim. Tam bu noktada karanfil kokusunu hafif hafif, alttan hissediyorum. Arada bir burnuma kuru baharatlar dokunuyor fakat seçmekte zorluk çekiyorum. Genel itibarı ile parfümün orta notaları hafiften kuru, paçuliyi ordan çıkartırsak kupkuru bir bölüm olacakmış.
Ve Serge Noire alt notalara geçtiğinde, az evvel seçmekte zorlandığım kuru baharatlar artık kendini belli etti. Kesinlikle kimyon bu koku. Biraz da karabiber olsa gerek tam emin değilim. Ama bu noktada yine odunsuluk hakim. Buraya kadar kuru diyebilirim. Ve işte bu parfümde bayıldığım nokta… mükemmel bir amber ziyafeti başlıyor burada. Fakat öyle bir amber kokusu ki bu, nasıl tarif edebilirim diye düşünürken aklıma direkt şu geldi. Karanfilli bir amber. Gerçekten bu kısma bayıldım. Zaten Serge Lutens’in amberi kullanışına hastayım ben. Muscs Koublai Khan gibi bir parfümü bile sondaki o amber ile nefis bir hale getirdiyse ben daha ne diyeyim. Parfüm geneli itibarı ile kuru bir izlenim bırakabilir. Ama yineliyorum, bu parfüm kesinlikle Serge Lutens in özel tariflerinden birisi. Bu parfüme neden boşuna Serge Noire ismi verilsin ki. Bu markaya hayranlığım parfümlerini her koklayışımda daha da artıyor, ama hakediyor gerçekten bu marka övgüleri. Ve Serge Noire, benim en beğendiğim Serge Lutens parfümlerinde yerini almayı başardı. Hatta abartıp en güzel ‘Noir’ parfüm bile diyebilirim. Tom Ford hayranlarına duyurulur J